Uçak Bileti

Mersin’in Akdeniz kıyısında yer alan şirin ilçesi Silifke, Mersin’in en gözde tatil beldelerinden biri. Silifke’de gezip görebileceğiniz bir çok yer bulunuyor. Burada Akdeniz’in temiz sularında yüzebilirsiniz veya antik kentlerde tarihle iç içe vakit geçirebilirsiniz. Özellikle Mersin’in ünlü Kızkalesi manzarası eşliğinde uzanan kumsallarda Güneş’in ve denizin keyfini çıkarabilirsiniz.

Silifke gezimizi organize eden ve her konuda bize destek ve yardımcı olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Gezgin Dünyası ve Yolda Olmak – Kemal Kaya’ya çok teşekkür ederiz.

Silifke Gezilecek Yerler

1. Cennet-Cehennem Çukuru

Cennet-Cehennem Çukuru

Bir yeraltı deresinin yol açtığı erezyon sonucu oluşmuş doğal çökükler milyonlarca yılda oluşmuş. 70 m derinlikteki çukura merdivenlerle iniliyor. Cennet Çukuru’na inmek için 452 basamaklı taş merdivenleri kullanmanız gerekiyor.

Merdivenleri inip çıkmak oldukça zor ve yorucu. Buraya inip, tekrar yukarı çıkmak isterseniz en az 2 saat ayırmanızı tavsiye ederiz. Vadinin altında Romalılardan günümüze kadar gelebilmiş bir kilise var.

Mobil Uygulama

Adını derinliğinden ve ürkütücülüğünden alıyor. Buraya inmek mümkün değil. Oldukça dik ve sarp bir çukur olan Cehennem Çukuru’nun girişine küçük bir balkon yapılmış. Buradan fotoğraf ve video çekebilirsiniz.

Cehennem Çukuru’nun mitolojik hikayesi ise şöyle; Zeus, Ejderha Tifonla kavga ettikten sonra onu buraya hapsetmiş. Daha sonra Etna Yanardağına kapatmış. Cehennem Çukuru 130 m derinlikte.

4. Narlıkuyu

Narlıkuyu

Silifke’nin şirin yerleşim yerlerinden biri olan Narlıkuyu, sahil kenarındaki balık restaurantları ile ilgi görüyor. Narlıkuyu Körfezi’nin suyu oldukça soğuk. Bunun nedeni, Silifke yakınlarında bulunan Cennet Çukuru’ndan bu bölgeye akan yeraltı suları.

Narlıkuyu Müzesi’nde “Üç Güzeller Mozaiği” sergilenir. “Üç Güzeller Mozaiği”, 4. yüzyılda yapılan bir Roma Hamamı’nın zemin kalıntılarından günümüze kadar gelebilmiş. Üç Güzeller Mozaiği; mitolojik Tanrı Zeus’un 3 kızını tasvir eder. 3 kız kardeş Kharites olarak adlandırılır.

Kharites, Antik Yunanca’da; parlaklık, ışıltı, güzellik anlamına gelir. Üç Güzeller Mozaiği’nin yanındaki yazııta “Ey dost, bu güzel hamam suyunun saklı olan kaynağını kimin bulduğunu sorarsan, bil ki o kişi, kutsal adaları dürüst yöneten ve imparatorların dostu olan Poimenios’tur” yazar.

5. Silifke Astım Mağarası

Astım Mağarası’nın içini milyonlarca yılda oluşmuş sarkıklar ve dikitler süslüyor. Mağaranın nefes açan havasıyla astım hastalarını iyileştirme özelliği var. Burada yaz ve kış sıcaklık değişmiyor, yaklaşık 15 °C ve nem oranı ise %85. Astım Mağarası oldukça iyi aydınlatılmış. Hemen girişte oldukça güzel ve manzaralı bir cafe var. Mağarayı gezdikten sonra burada vakit geçirebilirsiniz. Gözleme ve ayranları oldukça lezzetli. Silifke Astım Mağarası’na spiral şeklinde merdivenlerle iniliyor.

6. Azize Tekla Kilisesi

aya tekla

Azize Tekla, Konyalı varlıklı bir ailenin kızı olarak Dünya’ya gelmiş. Bu sırada, Hristiyanlık yani tek Tanrılı dinler Konya’da hiç bilinmiyormuş. Tekla’nın ailesi putlara tapıyormuş.

Aziz Paul, misyonerlik amacıyla Konya’yı ziyaret ettiği sırada bir aileye konuk olur ve vaaz verir. Tanrı’nın birliğinden, Hz. İsa’dan, İncil’den ve Tanrı’nın sözlerinden bahseder. Tekla bunlardan çok etkilenir. Bazı kaynaklarda kocası, bazılarında ise nişanlısı olarak geçen Tamiris’ten uzaklaşır. Tamiris, Aziz Paul’ü, şikayet eder.

Aziz Paul’ün eşleri birbirinden ayırdığını ve cezalandırılması gerektiğini söyler.
Bu arada, Tekla’nın annesi Teoklia da öz kızını şikayet eder. Hristiyan olmasını ve tek Tanrı’lı dine inanmasını istemez. Herkese ibret olması için yakılması gerektiğini söyler. Aziz Paul kamçılarla dövülme, Tekla da yakılma cezasına çarptırılır.

Tekla, ateşe atılır. Bu sırada bir mucize gerçekleşir. Yağmur yağar, şimşekler çakar, Tekla’nın yanışını seyretmeye gelen bir çok kişi orada ölür. Tekla kurtulur. Aziz Paul ve Tekla beraber Antakya’ya giderler. Burada Tanrı’nın sözlerini yaymaya, Tanrı’nın birliğinden ve Hz. İsa’dan bahsederler.

O dönemde Antakya’nın en zengin ve tanınmış kişilerinden Aleksandros, Tekla ile birlikte olmak ister. Tekla buna karşı çıkar. Aleksandros buna çok sinirlenir ve Tekla’nın öldürülmesini ister. Tekla, ölüm gününü beklemesi için, Trifena adlı bir kadına teslim edilir. Trifena Sezar’ın akrabası ve çok saygın bir kişidir. Yakın zaman önce kızı ölmüştür. Trifena, Tekla’yı kızı gibi sever.

Tekla, aç aslanlara yem olarak atılır. Aslanlar mucizevi bir şekilde ona zarar vermezler hatta bir tanesi Tekla’nın ayaklarını yalar. Gösteriye gelenler bundan çok etkilenirler. Bazıları ise Hrıstiyan olur. Aleksandros buna daha da sinirlenir. Tekla, aç ayılara verilir. Burada yine bir mucize olur ve aslanlar ayılara saldırarak, Tekla’ya zarar vermesini engeller.

Tekla bununla da kurtulmaz. Yırtıcı balıkların yemesi için, suya atılır. Tekla, Tanrı’ya dua eder ve bu suyla vaftiz olduğunu söyler. Günahlarının bağışlanmasını diler. Bu sırada Trifena, rüyasında ölen kızını görür. Kızı, Tekla’nın onun için dua etmesini ister. Bu şekilde cennete kabul edileceğini söyler. Bütün bu mucizeleri gören Trifena, Tekla’yı serbest bırakır.

Tekla, Konya’ya geri döner. Annesini, putperestlikten kurtarmaya çalışsa da bunu başaramaz.
Bunun üzerine şehirden ayrılır. Hrıstiyanlığı yaymaya ve misyonerliğe devam eder. Yolu Silifke’ye düşer. Buradaki mağarada yaşamaya başlar, dersler verir, Allah’ın kitabını anlatır. Bazı insanları, duları ile iyileştirir. Bunu gören doktorlar, artık kendilerinin iş yapamayacağını düşünür.

Aralarında anlaşıp kasabadaki bazı gençlere, Azize Tekla’ya saldırması için para verirler. Gençler, Tekla’nın bulunduğu mağaraya gelirler. Tekla başına gelecekleri anlar. Tanrı’ya dua eder. Azize Tekla bir daha görünmez. Çoğu yerde o anda mucizevi bir şekilde ortadan kaybolduğu söylenir. Azize Tekla ilk kadın Hrıstiyan şehit olarak kabul edilir.

Azize Tekla, hayatın güzelliğinden söz eder. “Rabbinize güvenirseniz o sizi terk etmez ve Dünya’nın sonuna kadar sizi korur” der.

Buradaki mağara Hristiyanlık dini serbest bırakılıncaya kadar gizli olarak kalmış. 4. yüzyılda kilise olmuş. Hrıstiyanlar, Azize Tekla’nın öldüğü günü Azize Tekla Bayramı olarak kutlarlar.

Azize Tekla Bayramı : 23 Eylül (Katolikler) ve 24 Eylül (Ortodokslar)

7. Kızkalesi

kızkalesi, mersin

Mersin’den Silifke’ye giden yol üzerinde bulunan Kızkalesi, Mersin’in en çok ilgi gören yapılarından biri. Deniz kıyısına oldukça yakın bir adaya inşa edilmiş olan Kızkalesi oldukça iyi durumda

Karada bulunan Silifke Kalesi ile aynı hizada olan Kızkalesi, denizden gelen saldırılara karşı savunma amaçlı olarak yapılmış. Kızkalesi’ne kıyıdan motorlarla ulaşmak mümkün.

Kızkalesi’ni Ermeni Kralı I. Leon 1199 yılında yaptırmış. Kıbrıs Krallığı (Fransızlar) 1361 yılında kaleyi ele geçirmiş. Tarihte çok önemli bir yere sahip olan Kızkalesi, Roma İmparatorluğu zamanında korsan barınağı olmuş.

Karamanoğulları Beyliği’nden İbrahim Bey 1448 yılında Kızkalesi’ni ele geçirmiş. Daha sonra Osmalı İmparatorluğu’nun eline geçmiş. Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan, Rumeli’ye geçmek için anlaşma yaptığı Rodos Şövalyeleri’ni burada beklemiş.

8. Kanlıdivane

kanlidiavane

Kanlıdivane Antik Kenti yapılan araştırmalara göre M.Ö. 3. yüzyılda kurulmuş. Yaklaşık 50 m derinliğinde, oldukça büyük bir çukurun (uzunluk =192 m – genişlik=95 m) çevresine kurulan antik kentte, Helenistik, Roma ve Bizans dönemine ait bir çok yapı bulunuyor.

Bunların en önemlileri ise bazilika, cadde, kaya mezarları ve sarnıçlar. Kesme taştan yapılan bu yapılar arasında bulunan zeytinyağı üretim makinaları ise bölgede büyük miktarlarda zeytin üretimi yapıldığını gösteriyor.

Yapılan araştırmalar, M.Ö. 2. yüzyıl – M.S. 7. yüzyıl arasında Kanlıdivane Antik Kenti’nde kesintisiz yaşandığını gösteriyor.

Kanlıdivane ismi ile ilgili farklı teoriler var.

  • Kentin antik ismi Kanitellis’ten gelmiş olabilir.
  • Bu çevrede toprağın rengi kızıl. Yağmur yağdığında yağmur suyu kanlı gibi oluyor. Kentin adı buradan geliyor olabilir.
  • Roma döneminde, suçlular bu büyük çukurun içine atılarak öldürülmüş. Kanlıdivane ismi buradan kalmış olabilir.
  • 15. yüzyılda bu bölgeye yerleşen Türkmenler burada Divan adı verilen toplantılar düzenlermiş. Divane ismi buradan kalmış olabilir.

Doğu Roma İmparatoru II. Theodosius, Kanlıdivane Antik Kenti’ni dini bir merkez yapmış. Bu bölge Hristiyanlık için çok önemli bir yer olmuş.

Kanlıdivane Antik Kenti’nde kayaya oyulmuş bir şekilde 1. yüzyıldan günümüze kadar gelebilen, Armaronzas Ailesi’nin heykellerini görebilirsiniz. Çok ilginç bu heykellerin yanında yazıtta şöyle yazar. “Hermias babası Armaronzas’ın, karısının ve çocuklarının heykellerini diktirdi. Eğer biri heykellere zarar verirse, ceza olarak Zeus’a 1000 drahmi verecektir.”

Kanlıdivane Antik Kenti’nin bulunuşu da ilginç. 19. yüzyılda bu bölgeden geçen Fransız gezgin, Victor Langlois burayı keşfetmiş. Mersin için çok büyük bir öneme sahip olan Kanlıdivane Antik Kenti’nde ilk araştırmaları, Prof. Dr. Semavi Eyice başlatmış. Mersin Üniversitesi, Mersin Valiliği, Ayaş Belediyesi de çevre temizliği ve araştırmalar yapmış.

9. Silifke Kalesi

Helenistik dönemden günümüze kalmış. Yani 10.000 yıl önce yapılmış. Yaklaşık şehrin 185 m üzerine kurulmuş olan Kaleden Silifke manzarasını seyredebilirsiniz.

10. Silifke Taşköprü

Silifke Taşköprü, şehrin en tarihi ve görülmeye değer eserlerinden biri. M.S. 1. yüzyılda yapılan Göksu Nehri’nin üzerindeki köprü, 19. yüzyılda restorasyon görmüş.

Silifke’yi ziyaret ederseniz, Mersin’de veya Silifke’de konaklayabilirsiniz. Mersin’de ve Silifke’de tavsiye edebileceğimiz otelleri ise aşağıda görebilirsiniz.

Hostapark Hotel: Mersin’de şehrin en merkezi caddesi üzerinde konaklayıp, her yere rahat bir şekilde ulaşmak isterseniz Hostapark Hotel’i tavsiye ederiz. Mersin Sahili’ne kısa bir yürüyüş mesafesinde olan Hostapark Hotel’in odaları gayet rahat ve konforlu.

Sultaşa Hotel: Sultaşa Hotel Mersin Şehir Merkezine çok yakın ve Mersin Sahili’nde bulunuyor. Son derece güleryüzlü ve yardımsever personeli ve son derece konforlu odaları ile hizmet veriyor.

Mersin Sahili’nde palmiye ağaçları altındaki kahvaltı salonu sizi tatilde hissettiriyor. Kahvaltısı son derece lezzetli ve güzel. Burada akşam yemeğini de mutlaka deneyin. Özellikle et yemekleri ve kebapları muhteşem lezzetli yapan bir aşçıları var.

Altınorfoz Otel: Mersin, Silifke ilçesinde bulunan otel, denize sıfır konumda ve çok hoş bir sahili var. Bu sahilde deniz mavi bayraklı, muhteşem güzellikte ve tertemiz. Odaları çok temiz ve konforlu. Otelin açık ve kapalı havuzları var. Ayrıca SPA Merkezi, sauna, Türk Hamamı ve masaj odaları olan oteli yaz ve kış her mevsim tercih edebilirsiniz.

Silifke’ye otobüsle gidecekseniz eğer Silifke otobüs bileti için turna.com sayfasınız ziyaret edin. Gelişmiş arama özelliği ile 200’den fazla otobüs firmasını karşılaştırabilir, biletini komisyon ödemeden satın alabilirsin.

Otobüs Bileti

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here