İber Yarımadası’nın batı kıyısında yer alan Portekiz, Güneybatı Avrupa’nın en görkemli ülkelerinden. Muhteşem iklimi ile turistlerin uğrak noktası olan ülke Fado, Fiesta ve Futbol üçlemesinin kalbi olarak adlandırılıyor.
Muhteşem plajları, orta çağ esintili köyleri, renkli gece hayatı, olağanüstü lezzetleri ve özgün kültürü ile Portekiz’de herkesin ilgi alanına göre bulabileceği bir şeyler var.
Portekiz uçak bileti seçeneklerine göz atın.
Portekiz Gezilecek Yerler
1. Lizbon

Portekiz’in başkenti Lizbon, ülkede en çok ziyaretçi ağırlayan şehir. Renkli yaşam tarzına sahip olan kentin eski yerleşim bölgesi Alfama, Fas tarzı mimari yapısı, Fado müziğinin ritminin hissedildiği sokaklarıyla harika bir atmosfere sahip. Lizbon’u tanımak için en iyi yol 28 nolu tramvaya binip kenti baştan başa dolaşmak.
2. Algarve
Sıcak Akdeniz iklimi, nefis plajları, ilginç kasabaları, tarihi bölgeleri, enfes yemekleri ve cep dostu bütçesiyle Algarve’yi Portekiz’in görülebilecek en iyi yerlerinden biri haline getiriyor. Ülkenin en güney kısmında bulunan Algarve gözler için bir ziyafet sunuyor. Yemyeşil zeytinlikler, geleneksel bembeyaza boyanmış köyler, tepelerin eteklerine yerleşmiş muhteşem bir sahil ile muhteşem bir ahenk oluşturuyor. Faro bu bölgenin başkenti ve Lagos gece hayatı arayanların gitmesi gereken yer. Portakal bahçeleri ve kırmızı kumtaşı kalesiyle meşhur olan yer ise Silves. Tavira ise Rönesans anıtları, köprüleri ve kaleleri ile çok zarif bir kasaba.
3. Obidos
Portekiz’in batı bölgesinde bir tepeye yerleşmiş olan Obidos’un etrafı bir sur ile çevrilmiş. Surun dışında şehir içinde bulunan muhteşem ortaçağ kalesi ve tarihi Obidos Meydanı şehrin ana temasını oluşturuyor. Bu bölgeyi yürüyerek keşfetmek en doğru ve kolay seçim olacaktır çünkü bir labirenti andıran dar örme taş sokakları hissetmenin en güzel yolu bu.Kalabalık meydanlar, güzel dükkanlar ve camlarında rengarenk çiçekler bulunan beyaz evleri ile ziyaretçileri büyüleyen bir şehir. Kalenin devasa kapısı, kuleleri ve siperleri artık çok lüks bir otele hizmet etse de ihtişamından hiçbir şey kaybetmiş değil.
4. Madeira

“Atlantiğin Yüzen Bahçesi” ismi takılan Madeira, Atlantik Okyanusunda Kuzey Afrika ile Portekiz arasında çok verimli bir vaha görüntüsüne sahip. Yemyeşil bitki örtüsü, çiçek bahçeleri ve şaraplarıyla bu görüntünün hakkını da veriyor. Mutlaka görülmesi gereken yerleri arasında Orkid Bahçesi ve Laurissilva ormanı bulunuyor-ki bu orman dünyanın en büyük defne ağacı bölgesine sahip.Madeira’nın başkenti ve en büyük şehri Funchal. Tarihi kiliseler, kaleler, turist resortları ve restoranların yanında ağaçlarla bezeli bir kordon boyu da bulunuyor ve olağanüstü bir okyanus manzarasına sahip.
5. Porto
Portekiz’in kuzeyinde Douro nehrine yüksekten bakan tepelerin arasında bulunan Porto, dünyaca ünlü şaraplarıyla meşhur. Porto’nun tam kalbindeki Ribeira’da ise sadece yayalara ayrılmış bölgesiyle hem çok büyüleyici hem de canlı müziği, kafeleri, restoranları ve sokak satıcıları ile harika bir atmosfere sahip. Bölgenin en meşhur yeri ise Porto’yu Vila Nova de Gaia’ya bağlayan Ponte Dom Luis adındaki demir köprü. Şarap mahzenleri ile meşhur köprü yine görülmese gereken yerler arasında bulunuyor.
6. Aveiro
Orta Portekiz’in Atlantik Kıyısını kucaklayan Aveiro, genellikle “Portekiz’in Venediği” olarak da biliniyor. Bunun sebebi de tahmin edilebileceği gibi şehir içinde bulunan harika kanallar ve o kanalların üzerindeki köprüler. Rengarenk gondollar, botlar kanallar arasında dolaşırken şehrin tarihi bölgelerini ziyaret edebilir ve muhteşem sahillerin tadını çıkartabilirsiniz. Aveiro’yu popüler yapan bir diğer unsur da mutfağı, dolayısıyla burada damak zevkinize uygun bir şeyler mutlaka bulacaksınız. Aveiro’da görülecek yerler arasında Aveiro Katedrali, Sao Gonçalinho Şapeli ve Convento de Jesus gibi yerler de bulunuyor. Hepsinin mimarisi muhteşem ve adeta birer sanat eseri.
7. Coimbra

Küçük ve çok şirin bir kasaba olan Coimbra, Orta Portekiz’de Mondego Nehri kıyısında birçok tarihi hazineye, muhteşem bahçelere, fado müziğinin en seçkin örneklerine ve Avrupa’nın en eski üniversitelerinden birinin çevresindeki canlı kültüre ev sahipliği yapıyor. Portekiz gezilecek yerler arasındaki Coimbra’da yapılabilecek en iyi şey tüm bu tarihi mekanlar, katedraller ve manastırlar arasında kaybolmak. Aralarında Kraliçe Isabel’in lahitinin de bulunduğu manastırların her biri ayrı güzellikte.
Coimbra’yı ziyaret ettiğinizde asla görmeden dönmeyin diyebileceğimiz yer kesinlikle Coimbra Üniversitesinin kütüphaneleri. Özellikle Joanina Kütüphanesi görülmeye değer bir yer. Portekizden beklentileri daha eşsiz ve derin olanlar için tavsiyem Fado adı verilen aynı zamanda Portekiz’in blues tarzı olarak da bilinen melankolik müziği dinlenilmesi, Manueline mimarisinin daha yakından tanınması ve geleneksel festivallerden birine katılmak ya da Duoro Nehrinin kenarında en lezzetli şarapları tatmak diyebiliriz.
8. Jeronimos Manastırı

Lizbon’a gittiğinizde nereden başlasam diye düşünürseniz, listenin en tepesine Jeronimos Manastırı’nı koyabilirsiniz. 16. yüzyılda yapılmış bu ihtişamlı yapı, Portekiz’in denizcilik tarihine saygı duruşu niteliğinde. Vasco da Gama’nın Hindistan’a yolculuğu sonrası inşa edilmiş olması da burayı daha anlamlı kılıyor. İçeri adım attığınızda o ince ince işlenmiş taş sütunlar, kabartmalar ve tavan süslemeleri karşısında kendinizi kaybediyorsunuz. Burası basit bir manastır değil, Portekiz tarihinin kalbinin attığı yer. Manastırın 1983 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alındığını da hatırlatalım.
9. Belem Kulesi

Manastırın biraz ilerisinde Tagus Nehri kıyısında duran Belem Kulesi, Lizbon’un sembollerinden biri. 1514’te yapılmış ve zamanında şehri koruyan bir gözetleme kulesiymiş. Bugün ise herkesin fotoğraf çekmek için uğradığı bir durak. Deniz kenarında o taş işçiliklerine bakarken kendinizi Orta Çağ masalının içinde bulabilirsiniz. Hele gün batımında gökyüzünün renkleri kulenin siluetine yansıyınca ortaya çıkan manzara unutulmaz.
10. St. George Kalesi
Lizbon’un tam tepesinde, kırmızı çatılı evlere ve nehre yukarıdan bakan St. George Kalesi var. Romalılardan Araplara kadar birçok uygarlık burayı kullanmış. O yüzden surların arasında dolaşırken sanki zamanda yolculuk ediyorsunuz. Bir de o eşsiz manzara: Şehir ayaklarınızın altında, Tagus Nehri ise kartpostal gibi uzanıyor. Özellikle fotoğraf çekmeyi seviyorsanız burada çok vakit geçireceksiniz.
11. Pena Sarayı

Sintra’ya gidip de Pena Sarayı’nı görmeden dönmek olmaz. Rengarenk görüntüsüyle uzaktan bile kendini belli ediyor. 19. yüzyılda inşa edilen bu saray, romantizmin doruk noktası. Sarının, kırmızının ve mavinin yan yana bu kadar uyumlu durabileceğini insan burada anlıyor. İçinde kraliyet ailesinin kullandığı odalar, şatafatlı süslemeler var ama asıl keyif sarayın bahçelerinde. Yemyeşil ağaçların arasında dolaşırken bir anda karşınıza çıkan kule manzaraları insanı mest ediyor.
12. Dom Luis Köprüsü

Porto denince akla ilk gelen şeylerden biri Dom Luis Köprüsü. 19. yüzyılın sonunda yapılmış bu devasa demir köprü, Gustave Eiffel’in öğrencisi tarafından tasarlanmış ve 1996 yılında da UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınmış. İki katlı olmasıyla hem yayalara hem araçlara hizmet ediyor. Üst katında yürürken Douro Nehri’nin ve Porto’nun renkli evlerinin manzarası insanın nefesini kesiyor. Akşam ışıkları yanınca köprünün ihtişamı daha da ortaya çıkıyor.
13. Obidos Kalesi
Obidos Kalesi Obidos adında Roma dönemine kadar uzanan bir kasabada ki bir tepenin üzerinde bulunuyor ve çarpıcı görüntüsüyle dikkat çekiyor. Mağripliler 8.yy zamanlarında bu kaleyi inşa etmişler ancak 14.yy’da tekrar restore edildi ve bir iç kale de eklendi. Günümüzde kale lüks bir otel olarak hizmet veriyor ve geleneksel ortaçağ pazarı her Temmuz burada sergileniyor.
14. Cais da Ribeira
Cais da Ribeira Proto’nun en büyülü yerlerinden biri ve bu yüzden bazen “Porto’nun ruhu” olarak da adlandırılıyor. Douro Nehrinin kıyısında bir meydana ulaşan birçok ortaçağ caddelerinden oluşmuş. Ortaçağ binaları barlar, cafeler ve restoranlarla dolduğundan Ribeira yeme içme konusunda oldukça fazla imkanlar ve seçenekler sunan bir yer haline gelmiş. Riberira özellikle festival zamanında çok popüler bir destinasyon oluyor ve tüm kasaba halkı havai fişekleri izlemek için buraya toplanıyor. Meydanın tam ortasında bulunan bronz bir küpün hemen yanında 1394 yılında doğan denizci Prens Henry’nin hayata gözlerini açtığı ev bulunuyor.
15. Castelo dos Mouros

Sintra’daki bir diğer önemli nokta da Castelo dos Mouros, yani Müslümanların Kalesi. 8. yüzyılda yapılmış ve hala ayakta. Ormanların içinde, dağın yamacına kurulmuş bu kaleye çıkarken biraz yorulabilirsiniz ama inanın her adımına değiyor. Zirveye ulaştığınızda hem Sintra’nın yemyeşil manzarasını hem de Atlantik’in maviliğini aynı anda görebiliyorsunuz. Yürüyüş severler için tam bir cennet.
16. Praia da Marinha
Praira da Marinha Portekiz’de ki en güzel plajlardan biri olarak kabul ediliyor. Algarve’nin Atlantik kıyısında bulunan plaj bir yanında masmavi okyanus diğer tarafta dağların eteklerinde altın kumsallara sahip. Çok küçük bir koy olmasına rağmen seyahat broşürlerinde çoğunlukla buranın fotoğrafını göreceksinizdir. Berrak suları şnorkel ile yüzmek için birebir. Bu muhteşem plaj Albuferia’dan sadece 30 dakika uzaklıkta.
17. Carmo Kilisesi

Lizbon’un tam ortasında yer alan Carmo Kilisesi, aslında biraz hüzünlü bir hikayeye sahip. 1755’teki büyük depremde çatısı çökmüş ve öylece bırakılmış. Bugün gökyüzüne açık kemerleriyle çok etkileyici bir görüntü sunuyor. İçeride ayrıca küçük ama ilginç bir Arkeoloji Müzesi var. Eski taş duvarların arasında dolaşırken, geçmişin izlerini çok net hissediyorsunuz.
18. Portugal dos Pequenitos
Coimbra’daki Portugal dos Pequenitos ise bambaşka bir deneyim sunuyor. 1940’larda yapılmış bu park, minyatür Portekiz aslında. Ülkenin ünlü binalarının küçük versiyonlarını görmek hem eğlenceli hem de öğretici. Çocuklar için bir oyun alanı ama emin olun yetişkinler de en az onlar kadar keyif alıyor. Renkli evler, küçük köprüler ve kaleler arasında dolaşmak insanın yüzünde sürekli bir tebessüm bırakıyor.

