Toprak ananın Anadolu’ya sihirli dokunuşuyla var ettiği Kapadokya, dünyada bir eşi daha bulunmayan çok özel bir coğrafya. Kültür turizminin kalbi konumundaki Kapadokya bölgesi kuzeyde Karadeniz’den, doğuda Fırat Irmağına, güneyde Toroslardan batıda ise Tuz Gölü’ne kadar uzanan geniş bir alanı kapsıyor.
Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlayan Uçhisar ise Kapadokya’nın en yüksek noktası. Şehir merkezine 5 km mesafede konumlanan Uçhisar, tüm bölgenin en güzel panoramik seyrinin yapıldığı tepe üzerine kurulu. Kapadokya’nın kapısı olarak bilinen ilçe tarih boyunca Persler’in Kral Yolu ve Selçuklular’ın İpek Yolu üzerine kurulmuş, bölgenin en stratejik noktası. Günümüzde ise Kapadokya bölgesinin en nezih konaklama merkezi.
Uçhisar Kalesi’nin Tarihi
Uçhisar Kalesi, Kapadokya bölgesinin en yüksek noktası olarak yüzyıllardır stratejik bir konumda bulunuyor. Doğal bir Peri Bacası oluşumu olan bu kaya, tarih boyunca savunma ve gözetleme amacıyla kullanılmış. Özellikle Roma ve Bizans dönemlerinde bölge halkı için bir sığınak görevi üstlenmiş. Bu dönemde kalenin, zamanla içi oyularak odalar, tüneller ve geçitlerle donatılmış. Kapadokya’nın vadilerine hakim bu yapı, savaş zamanlarında erken uyarı sistemi olarak kullanılmış.
Uçhisar Kalesi’nin İçinde Ne Var?
Bölgede en eski yerleşimin ne zaman başladığı bilinmeyen ve oyularak kale haline getirilen Uçhisar Kalesi’nin yüksekliği 100 metreyi buluyor. İçine çok sayıda oda, ev, sığınak, depo, sarnıç, mahzen yapılan kale, birbirine merdivenler, tüneller ve koridorlarla bağlanmış. Odaların girişlerinde ise giriş ve çıkışı kontrol altına almaya yarayan, sürgü taşları bulunuyor.
Kalenin zirvesinde, Bizans döneminde, kayalara oyularak yapılmış üç mezar bulunuyor. Uçhisar’ın doğu, batı ve kuzeyinde bulunan Peri Bacaları da yine Roma döneminde mezarlık amacı ile oyulmuş. Kalenin eteklerinde de oyma kiliseler bulunuyor. Hem bir gözetleme kulesi ve hem de savunma kulesi olarak kullanılan kalenin zirvesine; saldırı anında, saldırganlara yuvarlamak üzere taş gülleler yerleştirilmiş.
Kapadokya tarihinde özel ve önemli bir yeri bulunan Uçhisar, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde konumu itibarıyla korunma ve savunma merkezi olarak kullanılmış. Bölgeye hakim ve stratejik bir noktada yer alan kale, ilk kez Yıldırım Beyazıt zamanında Osmanlılara geçmiş. 1960’lara dek süren kale ve çevresindeki yerleşik hayat, yavaş yavaş kalenin güney ve güneybatısındaki düzlüklere kaymaya başlamış. Terk edilen kaya oyma, kesme taş evlerinse çoğu günümüzde otel haline getirilmiş. Zira Uçhisar bölgesi, Kapadokya’nın zengin turistleri ağırlayan ve butik otelleriyle öne çıkan bölgesi konumunda.
Kapadokya bölgesindeki görülecek tüm yerlerin panoramik seyrine olanak veren konumuyla Uçhisar Kalesi’nin zirvesinden Kızılçukur, Ortahisar, Ürgüp, İbrahimpaşa, Mustafapaşa ve Gömede Vadileri ile Göreme, Avanos, Çavuşin, Nevşehir, Çat ve Erciyes’e kadar büyük bir büyülü coğrafya izlenebiliyor.
Uçhisar’a, bu eşsiz coğrafyayı görmek, ortamın büründüğü atmosferi izlemek, ay doğarken ve gün batarken oluşan renk değişimlerine tanık olmak için dünyanın dört bir yanından turist akını yaşanıyor.
Uçhisar’a Nasıl Gidilir?
İstanbul’a 730 km, Ankara’ya 277 km, İzmir’e 767 km ve Kayseri’ye 80 km mesafede bulunan Uçhisar, Nevşehir merkezine 5 km, Ürgüp’e 12 km, Avanos’a 10 km, Çavuşin’e ise 7 km mesafede yer alıyor.
Nevşehir otobüs bileti seçeneklerine göz atın.
Şehir merkezine 30, ilçe merkezine ise 11 km uzaklıkta yer alan Nevşehir Havalimanı’ndan her gün İstanbul-Nevşehir-İstanbul iç hat seferleri, yaz sezonunda İspanya, Yunanistan ve diğer ülkelerden dış hat seferleri yapılıyor. İkinci uçuş alternatif olan Kayseri Havalimanı ise, Nevşehir merkeze 100 km mesafede yer alıyor ve bölgedeki birçok otel, misafirlerine hava yolu taşıma hizmeti veriyor.
Uçhisar Kalesi’nin zirvesinde hissedebileceğiniz mistik Kapadokya havasını solumak için vakit kaybetmeden bir Nevşehir uçak bileti ya da Kayseri uçak bileti alın!
Uçhisar’da Nerede Kalınır?
Uçhisar Kasabası, sadece kalenin tarihiyle değil, sunduğu konaklama seçenekleriyle de ön plana çıkıyor. Bölgedeki butik oteller, genellikle kayaların içine oyulmuş ya da restore edilmiş taş konaklarda hizmet veriyor. Her biri, hem Kapadokya manzarasına hakim teraslarıyla hem de otantik iç mimarileriyle unutulmaz bir deneyimin kapılarını aralıyor. Özellikle Güvercinlik Vadisi’ne bakan odalar, gün batımını izlemek isteyen misafirler için unutulmaz bir deneyim vadediyor. Lüks bir konaklama deneyimi hayal edenler için ise spa, şömineli suitler ve özel balkonlar sunan oteller mevcut. Bölgede ilgi çekici bir deneyim hayal ediyorsanız, Nevşehir otelleri avantajlı fiyatlarla Turna’da keşfinizi bekliyor.
