Letonya Gezi Rehberi

Letonya’da Görebileceğiniz 11 Yer

Turna Genel

Yarısı ormanlarla kaplı huzur dolu bir Avrupa ülkesi olan Letonya, yaklaşık iki milyonluk bir nüfusa sahip. Eski Pagan kültürüne meraklı olan gezginlerin mutlaka ziyaret etmesi gereken bu ülke, enfes doğal güzellikleri, sakin sokakları, bakir kumsalları ve tarihi yapılarıyla hayranlık uyandırıyor. Schengen bölgesi içinde yer aldığı için bu ülkeyi ziyaret etmek isteyen Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alması ise zorunlu. İşte Letonya’da görmeniz gereken turistik yerlerden bazıları.

Letonya’daki en büyük milli park olan Gauja Milli Parkı, yaklaşık 900 kilometrekarelik bir alan üzerine kurulu. Zengin biyolojik çeşitliliği, şahane manzaraları, huzur dolu ve sakin atmosferiyle kalabalık şehir yaşamından uzaklaşmak isteyenlerin gözdesi olan bu park, ülkenin en popüler turistik yerlerinden.

Baltıkların en büyük ve yüksek mağarası olarak anılan Gutmanis Mağarası, Sigulda Kalesi ve Turaida Kalesi arasında konumlanıyor. Mağaranın içindeki kaynaktan çıkan suyun da şifalı olduğuna ve cildi güzelleştirdiğine inanılıyor. 19 metre derinliğindeki bu mağaranın ismi ise Almanca iyi adam anlamına gelen ‘Gut mann’ kelimesinden geliyor.

Gauja Nehri, 452 kilometre uzunluğu, çevresini saran yaklaşık 400 yıllık kumtaşı kayalıkları, bakir doğa ve nefis manzarasıyla ülkeye gelen turistleri kendine hayran bırakıyor. Ülkenin tek büyük nehri olarak da bilinen nehrin 93 kilometrelik bölümü Gauja Milli Parkı içinde kalıyor. Siz de bu nehir çevresinde uzun yürüyüşler yaparak keyifli zamanlar geçirebilirsiniz.

Letonya’da Görebileceğiniz 11 Yer

UNESCO Dünya Mirası Listesindeki şehir merkeziyle ülkenin önemli ziyaret noktalarından biri olan Kuldiga şehri, Orta Çağ dönemlerini yansıtan etkileyici görüntüsü ve göz alıcı mimarisi ile ünlü. Kültürel geziler yapmaktan hoşlananlar için bir cazibe merkezi olan bu bölgeyi gezmek için en az yarım gününüzü ayırmalısınız.

Turaida Kalesi, 1214 yılında inşa edilen bir Orta Çağ yapısı. Vidzeme bölgesinde Gauja Nehri kıyısında bulunan bu tarihi kale, mimariye ve tarihe ilgi duyanların mutlaka görmesi gereken bir yapı. Kırmızı tuğlalar kullanılarak yapılan ve günümüzde hala tüm ihtişamıyla ayakta duran kale, eşsiz manzarasıyla da adından söz ettiriyor.

Başkent Riga’dan hareket eden otobüslerle ulaşım sağlanabilen Cesis, tertemiz havası ve şahane ormanlarıyla öne çıkan bir kasaba. Gauja Nehri vadisinde kurulan bu kasabanın geçmişi 13. yüzyıla dek uzanıyor. Taş sokakları, tarihi yapıları ve enfes doğasıyla turistlerin dikkatini çeken bu kasaba huzur bulmak isteyenlerin en sevdiği adreslerden. Turna Mobil Uygulama

Letonya’da Riga’nın tam merkezinde yer alan Özgürlük Anıtı, ülkenin bağımsızlık sembolü. Leton halkı için oldukça anlamlı olan bu anıt, 1935 yılında inşa edilmiş ve yıllar boyunca hem tarihi olaylara tanıklık etmiş hem de halkın direnişinin simgesi haline gelmiş. Anıtın tepesinde özgürlüğü temsil eden kadın heykelini göreceksiniz; ellerinde üç yıldız tutuyor. Bu yıldızlar, Letonya’nın üç tarihi bölgesini simgeliyor. Çevresinde yürüyüş yaparken, nöbet tutan askerleri izleyebilir, dilerseniz bu anın biraz içinde kalabilirsiniz. Şehrin en yoğun noktalarından biri olmasına rağmen burası insana tuhaf bir dinginlik veriyor.

Riga’da bir nefes alma noktası arıyorsanız, Vermane Bahçesi tam size göre. 19. yüzyıldan bu yana varlığını sürdüren bu şehir parkı, hem yerel halkın hem de turistlerin favorisi. Özellikle ilkbahar ve yaz aylarında çiçeklerle bezeli yürüyüş yolları, büyük ağaçların gölgesinde kitap okuyan insanlar ve küçük konserlere ev sahipliği yapan alanlarıyla burası şehrin gizli bir cenneti. Huzur arıyorsanız bu parkı es geçmeyin.

Riga’nın siluetine damga vuran yapılardan biri olan Riga Katedrali, Gotik ve Barok mimarinin büyüleyici bir karışımını sunuyor. 13. yüzyılda inşa edilen bu katedral, Baltık bölgesinin en büyük dini yapılarından biri olma özelliğini taşıyor. İçerideki devasa org, akustiğiyle meşhur ve zaman zaman konserler için kullanılıyor. Eğer denk gelirseniz, bu deneyimi kaçırmayın. Dış cephesinin sadeliği ile iç mekanın detaylı işlemeleri arasında güzel bir zıtlık var. 

Şehir merkezinden biraz uzaklaşıp doğada bir kültür turu yapmak isterseniz, Letonya Etnografya Açık Hava Müzesi sizi fazlasıyla memnun edecek. Burada Letonya’nın dört farklı bölgesinden getirilen geleneksel ahşap evleri, köy kiliselerini, çiftlikleri ve atölyeleri görebiliyorsunuz. Her biri özenle restore edilmiş ve orijinal haliyle korunmuş yapılar arasında dolaşırken, bir zaman tünelindeymişsiniz gibi hissediyorsunuz. Özellikle geleneksel kıyafetlerle çalışan rehberler ve dönemsel etkinlikler bu atmosferi daha da gerçekçi kılıyor. 

Buranın hikayesi de adı kadar ilginç. Riga’nın en çok fotoğraflanan yapılarından biri olan Kedi Evi, Art Nouveau tarzındaki mimarisiyle dikkat çekiyor ama asıl yıldızı çatısında duran iki sinirli kedi heykeli. Rivayete göre bu kediler, bir zamanlar ticaret loncasına alınmayan bir tüccarın öfkesiyle yapılmış. Tüccar, loncaya sırtını dönen kedileri çatısına yerleştirerek tepkisini göstermiş. Günümüzdeyse bu küçük detay, binayı turistlerin gözdesi haline getirmiş. Oldukça sevimli ve eğlenceli bir hikayesi olan Kedi Evi, Riga gezinizin eğlenceli anılarından biri olabilir.

Eğer siz de Avrupa’nın etkileyici ülkeleri arasında keyifli bir gezi hayal ediyorsanız, Letonya uçak bileti kampanyalarına göz atarak, seyahatiniz için ilk adımı atabilirsiniz.

Turna Otel
Gazetecilik mezunu. Gezer, tozar, yazar ve bolca güler. :)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir