Elena Polyakova, Rus bir ultramaraton koşucusu ve eski vücut geliştirme sporcusu. Koşu parkurlarında sayısız birincilikleri bulunuyor. Sporunun yanında şu sıralar Açık Radyo’da bir program sunuyor. Pek çok seyahatini de sporuyla birleştirmeyi seviyor. Polyakova, Atakama Çölü’nden Aosta Vadisi’ne gezip gördüğü unutulmaz yerleri de bizle paylaştı.
Seyahat etmeye ne zaman başladın, nasıl karar verdin?
İlk yurtdışı seyahatim Türkiye’ye gerçekleşti, Akdeniz Bölgesi’ni gezdikten sonra müthiş doğaya sahip olan Türkiye’ ye yerleşmeye karar verdim.
Bu zamana kadar Türkiye’de kaç il gezdin, nerelere gittin?
Kaçkar Dağları, Likya Yolu, Tahtalı Dağı, Toros Dağları, Kapadokya, Tuz Gölü, Uludağ, Aladağlar, Erciyes Dağı, İznik Gölü, Palandöken… O kadar çok muhteşem yeri koşarak keşfettim ki ama keşfetmeyi bekleyen daha çok olağanüstü yer var elbette.
Yurt dışında kaç ülke gezdin, nerelere gittin?
Mısır, İngiltere, Fransa, İspanya, İtalya, Yunanistan, Şili, Avusturya, İsviçre, Almanya, Finlandiya, Beyaz Rusya, Rusya (benim memleketim), Ukrayna, Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Gürcistan.
Yalnız mı gezmek daha keyifli, yoksa hep çift olarak gezmeyi mi tercih edersin?
Son yıllar eşimle beraber gezeriz, gezimizi de yarışlara göre planlarız.
Gittiğin yerlerde beğenmediğin yemekler olma ihtimaline karşı bir B planın var mı, varsa nedir?
Aslında tüm gittiğim yerlerde yemeklere bayıldım, bu tarz sorunlar hiç yaşamadım.
Ucuz uçak biletlerini nasıl bulursun?
Yarış programımız önceden belli olduğu için erkenden biletlerimizi almaya çalışıyoruz.
Aklına gelen en güzel ya da en ilginç anı nedir?
Sahra Çölü’ nde bir hafta geçirmek; Atakama Çölü’nde yıldızları izlemek; Alp Dağları’nda Fransa, İtalya ve İsviçre’ yi 100 millik yarışta koşarak geçmek; Aosta Vadisi (İtalya)’nde 339 km koşarak masalsal köylerini keşfetmek. Hepsi birbirinden değerli ve unutulmaz anlar.
Keşke girmeseydim dediğin bir yer oldu mu; neresi, neden?
Şu ana kadar olmadı umuyorum ki de olmayacak.
Gidip görüp de hiç dönmek istemediğin yer oldu mu; neresi, neden?
İtalya’ daki Courmayeur ve Fransa’ daki Chamonix, gidip hiç dönmek istemediğim yerlerden. Ömür boyu buralarda yaşayabilirim.
Yurt dışındayken “Türkiye’den geliyorum” dediğinde genellikle ne gibi tepkiler alırsın?
Yarışlarda eşimle beraber koştuğumuz zaman bol bol sohbet ederiz, konuşmamızı duyan da ne dille konuştuğumuz sorar. Türkçe kulaklarına çok hoş gelen bir dildir.
Yurt dışına seyahat etmeye başlamak isteyenler için, gitmeden önce İngilizce ya da başka diller öğrenilmeli mi, öğrenmeye gerek yok mu? Neden?
Bizzat fikrim; ne kadar çok dil öğrenebiliyorsan o kadar iyidir. Üniversitede İngilizce ve İspanyolca öğrendim, sonradan merak ettiğim için Almancayı öğrenmeye başladım. Türkiye’ ye taşındığımda 6 ayda dili öğrenip birkaç sene sonra Türkçe blogumu yazmaya başladım şimdi de Açık Radyo’ da eşimle beraber “Yeter ki iste” isimli programı sunuyoruz. İkamet ettiği ülkenin hem dilini hem de kültürünü bilmek çok önemlidir. Elbette her gezilecek ülkenin dilini öğrenmek epey zor ama en az birkaç kelime ya da cümle ve kültür hakkında temel bilgi edinilirse seyahat daha keyifli geçer diye düşünüyorum.
Seyahat etmekten korkanlara ne önerirsin? Kendini güvende tutmak için hep uyguladığın yöntemler var mı? Varsa neler?
Yanına bir dost alıp beraber gezmek en güzel ve keyifli bir çözüm olabilir.
Sürekli seyahat etmenin özel hayata olumsuz etkisi olduğunu düşünüyor musun?
Eşimle beraber gezdiğimiz için böyle bir derdimiz yok.
Bir ünlüyle 1 hafta gezme şansın olsaydı, kimi seçerdin, neden; nereye giderdin?
Alper Dalkılıç ile Grindelwald’ e (İsviçre) gitmek isterdim.
Gezginler için görülmezse olmaz 3 yer sence nereler, neden?
Benim için dağlar ve doğa vazgeçilmez olduğu için Kaçkar Dağları, Kapadokya ve Likya Yolu kesinlikle görülecek yerler arasında olmalı.
