Portekiz’in başkenti olan Lizbon, ülkenin batısında yer alıyor. Atlantik Okyanusu sahili üzerindeki şehir, Tagus Nehri’nin Atlantik Okyanusu’na döküldüğü noktada bulunuyor. Avrupa’nın hareketli başkentlerinin aksine daha huzurlu ve sakin bir atmosferi olan Lizbon, orta çağ mimarisinin en iyi korunduğu kentlerden biri. Arnavut kaldırımlı taş sokakları, nostaljik pastaneleri ve kafeleri, etkileyici katedralleri ve renkli gece hayatı ile Lizbon ziyaretçilerini etkiliyor. 
Lizbon uçak bileti seçeneklerine göz atın.
Yedi Tepeye Kurulu Şehir: Lizbon
Şehrin dört bir yanına dağılan tarihi eserleri, tıpkı İstanbul gibi 7 tepeye kurulan şehir düzeni, muhteşem sivil mimarisi, hoş deniz havası ve şehri ikiye bölen Tejo Nehri ile karşı taraf kavramının bulunduğu Lizbon turistlerin beyaz şehir diye söz ettikleri bir yer. 711 yılında Arapların eline geçen ve Arapça “El-Uşbuna” diye adlandırılan şehir, Endülüslüler zamanında gelişip büyüyor. O dönemlerin resmî dini İslam nedeniyle, buradaki nüfusun çoğunluğunun anadili olan Arapça, resmi dil durumunda. Lizbon, 50’yi aşkın müzesi, nehre bakan yamaçlar boyunca uzanan dar caddeleri ile büyüleyici bir güzelliğe sahip. Gezilecek çok sayıda yere sahip olan kentte bulunan, 16. yüzyılda Tagus Nehri’nin deniz ile buluşan bölümünü savunmak için inşa edilen Belém Kulesi, burasının en önemli tarihi eserlerinden biri. Burayı çevreleyen bahçeler ve mobilyalar, mücevherler ve tablolar bulunduran görkemli odalar ziyaretçilerini büyülüyor. Ayrıca Belém’de bulunan Jerónimos Manastırı, üç önemli Portekiz edebiyatçısı (Luís Vaz de Camões, Alexandre Herculano and Fernando Pessoa) ve gemici Vasco da Gama’nın mezarını barındırarak kültürel açıdan oldukça önem taşıyor. Şehrin en yüksek tepesinde bulunan ve Manuelin tarzının en güzel örneği olarak kabul edilen Jéronimos Manastarı, UNECSO Dünya Mirası listesinde de yer alıyor. Pek çok sürprizle dolu Barrio Alta’nın diğer caddeleri ise, Rua do Norte, Rua da Atalaia, Rua da Rosa ve Rua de Sao Pedro de Alcantara. Ayrıca Lizbon’daki Baixa semti, modern yapısı ve parke taşlı sokaklarıyla 18. yüzyıl şehri olan Lizbon’un çehresini değiştirmesiyle biliniyor. Özenli ve şık tasarımlara sahip göz alıcı küçük butikleriyle bu yer, Chiado ve Alfama bölgesinin tam ortasında yer alıyor. Lizbon’un yedi tepesinin bir tanesi üzerinde 5.yüzyılda inşa edilen Castelo de São Jorge, surlar boyunca sahip olduğu panoramik şehir manzarasıyla oldukça beğeniliyor. Kent, sahip olduğu Elevador da Glória, Elevador da Bica ve Elevador da Lavra füniküler sistemleriyle de ünlü. Bu kablolu raylı sistemlerden biriyle gezintiye çıkmadan kentten ayrılmamak gerekiyor.
Hazırlaması kolay, ucuz ama bir o kadar da zengin aromalı yemeklerle karakterize edilen Portekiz mutfağı, oldukça zengin. Tarih boyunca birçok farklı ülkenin sömürgesi olması nedeniyle, etkiler küçük ateşli chilli biberlerinin, sarımsak, kişniş, maydanoz, tarçın, vanilya ve safranın bol bol kullanılıyor.
Portekizliler denizci bir millet oldukları için ülkede genel olarak başta balık olmak üzere pek çok farklı deniz ürünü tüketiliyor. Milli balıkları olan morina balığı, mezgit ve sardalye, söylentiye göre 365 değişik pişirme çeşidiyle yılın her günü sofralarda görülebiliyor. Ayrıca çok popüler olan sardalyayı ızgara olarak pek çok yerde bulmak mümkün. Bunların yanı sıra yılan balığı, berlam balığı, ahtapot, kabuklu deniz ürünleri ve özel balıklı kekler de Lizbon mutfağında yer alıyor.
Sardinhas assadas (mangalda pişirilmiş sardalye balığı) ve pastéis de bacalhau (balık kekleri, kentin en popüler yemeklerinden. Her tada ve zevke uygun restoranların bulunabileceği Lizbon’da dünya mutfağının tüm örneklerini deneyimleyebilmek mümkün. Ayrıca mutfak kültürünün önemli bir öğesi olan kaliteli şaraplar, Portekiz’in ünlü olduğu bir diğer alan.
