
Modern ve gelişmiş yapısının yanı sıra teknoloji alanında yaptığı dev yatırımlar ve önemli projelerle de adını duyuran Japonya, Asya coğrafyasının en popüler ülkelerinden biri. Yaklaşık 10 bin yıl öncesinden bu yana yaşamın devam ettiği bu topraklarda, günümüzde yaklaşık 124 milyon kişi yaşıyor. Zengin kültürü, ihtişamlı tapınakları, rengarenk çiçeklerle süslü bahçeleri ve tarihi yapılarıyla öne çıkan bu ülkede, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan çok sayıda eser de bulunuyor. Japonya gezilecek yerler listesi ise elbette oldukça zengin. Ben mutlaka görmeniz gereken 30 eşsiz rotadan bahsedeceğim.
Japonya Gezilecek Yerler

Modern mimarisi, yüksek binaları ve kültürel mekanları ile bu harika ülkeyi keşfetmek için pek çok neden var. Zengin tarihi ve kültürü bizi bu coğrafyaya çeken başlıca sebepler arasında yer alıyor. Lezzetli Japon yemeklerini yerinde tatma fikri ise birçoğumuzu cezbediyor. Teknolojik inovasyonlar ise ilginç deneyimler için üst sıralarda tutmamız gereken bir madde. Tamamen robotların yönettiği bir otelde konaklamak oldukça sıra dışı bir deneyim olmaz mıydı? O halde gelin Japonya seyahatinizde mutlaka görülmesi gereken yerlere birlikte göz atalım.
Tokyo

Japonya seyahatlerinde gezilecek şehirler içinde olmazsa olmaz bir rol üstlenen Japonya’nın başkenti ve en büyük şehri Tokyo, dünya genelindeki en büyük metropollerden biri. Bu şehir, yüksek teknolojisi, kültürel mirası, alışveriş merkezleri, restoranları ve gece hayatı ile ünlü. Tokyo’da gezilecek çok yer ve yapılacak birçok aktivite var.
Tokyo Kulesi
Japonya’nın en yüksek yapılarından biri olarak tanınan Tokyo Kulesi, sadece modern mimarisiyle değil, sunduğu eşsiz şehir manzarasıyla da büyüleyici bir deneyim sunuyor. 333 metre yüksekliğiyle Tokyo’nun siluetine imzasını atan bu kuleye çıkarak hem gündüz hem de gece farklı bir atmosferde şehri kuş bakışı izleyebilirsiniz. Üst katlarda yer alan cam zeminli gözlem alanı da cesaretinizi test etmek için birebir!
Meiji Jingu Tapınağı
Japon İmparatoru Meiji’nin anısına yapıldığı bilinen Meiji Jingu Tapınağı, Japon kültürünün en önemli simgelerinden biri olarak dikkat çekiyor. Tokyo’nun kalbinde, yemyeşil bir ormanın içinde konumlanan bu tapınak, sadeliğiyle büyülerken aynı zamanda ziyaretçilerine derin bir huzur sunuyor. Geleneksel Şinto mimarisinin zarif örneklerinden biri olan yapı, Japon halkı tarafından tarih, inanç ve doğayla bütünleşmenin güçlü bir sembolü olarak kabul görüyor.
Koneiji Tapınağı
Ueno Parkı’nın sakin köşesinde yer alan Kaneiji Tapınağı, Edo döneminde Tokugawa şogunlarının koruyucu tapınağı olarak inşa edilmiş. Zamanında Tokyo’nun en büyük tapınaklarından biri olan bu yapı, tarih boyunca yangınlar ve savaşlar görse de zarif atmosferini korumayı başarmış. Sessizliğiyle dingin bir atmosfer sunan bu tapınak, bu kalabalık destinasyonun ortasında huzurlu bir durak arayanlar için birebir.
Kyoto

Kyoto, Japonya’nın eski başkenti ve kültür başkenti olarak tanınıyor. Şehrin dört bir yanı Japon kültürü, tarihi ve mimarisiyle dolu. Ayrıca, Kyoto’da birçok tapınak, bahçe, müze ve diğer turistik yerler keşfinizi bekliyor. Kiyomizu-dera Tapınağı’nın panoramik manzarası, Nishiki Market’in geleneksel Japon yiyecekleri, Kyoto İmparatorluk Sarayı’nın bahçeleri, Sanjusangendo Tapınağı’nın 1001 Kannon Heykeli ve To-ji Tapınağı’nın Budist mimarisi Kyoto’da ziyaret edilebilecek yerlerden bazıları. Kyoto, Japon kültürü ve tarihine derinlemesine bir bakış sunan benzersiz bir destinasyon.
Japonya’da gezilecek yerler ilginizi çektiyse bu etkileyici ülkeyi daha yakından keşfetmek için, Japonya uçak bileti fırsatlarına göz atarak seyahat planınız için ilk adımı atabilirsiniz.
Fushimi İnari Tapınağı
Kyoto’nun en ikonik simgelerinden biri olan Fushimi Inari Tapınağı, binlerce kırmızı torii kapısıyla adeta sonsuz bir geçit hissi yaratıyor. Ziyaretçiler, bu büyüleyici yoldan geçerek dağın eteklerine doğru mistik bir yolculuğa çıkıyor. Tapınak, 8. yüzyılda inşa edilmiş olup tarım tanrısı Inari’ye adanmış ve günümüzde Japonya’daki en önemli Şinto tapınaklarından biri olarak kabul ediliyor.
Togetsukyo Köprüsü
Arashiyama bölgesinin tam kalbinde konumlanan Togetsukyo Köprüsü, nehir üzerinde zarifçe uzanıyor ve çevresindeki doğa manzarasıyla dört mevsim ayrı bir güzelliğe bürünüyor. Özellikle kiraz çiçekleri mevsiminde köprü, adeta kartpostallardan fırlamış gibi görünüyor. İlk olarak 9. yüzyılda inşa edilen bu ahşap köprü, adını “Ayın Geçtiği Köprü” anlamına gelen romantik Japonca ifadesinden alıyor.
Nishiki Pazarı
Kyoto’nun mutfak cenneti olarak ünlenen Nishiki Pazarı, yüzlerce yıldır yerel lezzetlerin ve geleneksel Japon tatlarının buluşma noktası rolünü üstleniyor. Dar sokakları boyunca ilerlerken, taze deniz ürünlerinden tatlı mochi çeşitlerine kadar birçok lezzeti deneyimleyebilirsiniz. Beş yüzyıllık geçmişe sahip olan bu pazar, 130’dan fazla dükkan barındırıyor.
Fuji Dağı

Fuji Dağı, Japonya doğal güzellikleri içinde en ikonik simgelerden biri ve ülkenin en yüksek dağı. Bu yüzden, turistlerin ilgisini çekiyor ve yılda yaklaşık 300.000’den fazla ziyaretçi ağırlıyor. Tokyo’dan kalkan otobüs turları ile dağa ulaşabilirsiniz. Ayrıca, Shinjuku veya Tokyo istasyonlarından kalkan trenler de bulunuyor.
Dağa tırmanarak çıkmak oldukça popüler ancak tırmanış, 5-8 saat sürüyor ve oldukça meşakkatli. Zirveye ulaşmak için fiziksel olarak hazır olmanız gerek. Dilerseniz zirveye teleferikle de çıkabilirsiniz. Bu harika manzarada gün batımı ya da doğumu izlemeden dönmeyin derim.
Hiroşima

Hiroşima, Japonya’nın güneybatısında yer alan bir şehir. 6 Ağustos 1945’te, İkinci Dünya Savaşı sırasında, ABD’nin atom bombası saldırısı nedeniyle büyük bir yıkıma uğramış. Ancak, bugün huzur dolu bir şehir olarak yeniden inşa edilmiş ve turistler için önemli bir ziyaret noktası haline gelmiş.
Barış Anıtı Parkı
Hiroşima, tarihi ve kültürel açıdan önemli bir deneyim sunuyor. Şehirde birçok anıt ve müze var. En ünlüsü, A-bombası Kubbeleri olarak da bilinen Barış Anıtı Parkı. Park, saldırıda hayatını kaybedenlerin anısına yapılmış. Ayrıca, Hiroşima Barış Anıtı Müzesi, saldırının anısına yapılmış bir müze ve insanların savaşın korkunç sonuçlarını anlamalarına yardımcı olmak için tasarlanmış.
A-Bomb Dome
1945’teki atom bombası saldırısından sonra ayakta kalan tek yapı olarak öne çıkan A-Bomb Dome, bir zamanlar sergi salonu olarak kullanılan bir bina. 1996’da UNESCO Dünya Mirası olarak tescillenen yapı, geçmişi unutmamak ve geleceğe umutla bakmak isteyen herkes için tarihe tanıklık eden önemli bir durak.
Nara

Nara, Japonya’nın Kansai bölgesinde yer alan tarihi bir şehir. 8. yüzyılda başkent olarak kurulmuş olan Nara, Japonya’daki en eski başkentlerden biri ve bugün ülkenin en önemli turistik merkezlerinden.
Todai-ji Tapınağı
Nara’nın en önemli turistik cazibe merkezi ise dünyanın en büyük bronz Buda heykeli olan Todai-ji Tapınağı. Tapınak, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor ve Japonya’nın en önemli Budist tapınaklarından biri. Ayrıca, Nara’da yer alan yaklaşık 1.200 adet geyik de tapınak ve park alanlarında serbestçe dolaşıyor. Gözünüzde nasıl şahane bir yer olduğu canlandı mı?
Kofukuji Tapınağı
Nara’nın kalbinde yer alan Kofukuji Tapınağı ise zarif beş katlı pagodasıyla şehrin siluetine mistik bir dokunuş katıyor. Aslen 669 yılında Kyoto’da kurulan ve sonrasında Nara’ya taşınan bu tapınak, Japonya’nın en eski Budist yapılarından biri olarak büyük bir kültürel değere sahip. UNESCO Dünya Mirası olarak tescillenen Kofukuji, hem dini hem de mimari açıdan etkileyici detaylar barındırıyor.
Isuien Bahçesi
Isuien Bahçesi’ni sadece bir bahçe değil; doğayla sanatın şiirsel buluşma noktası olarak hayal edebilirsiniz. Bu mekana adım attığınız anda zaman yavaşlıyor, taş köprüler, minik şelaleler ve göletler adeta bir tabloyu andırıyor. İleri perspektif tekniği sayesinde, arka plandaki dağlar bile bahçeye aitmiş gibi görünüyor.
Osaka

Osaka, Japonya’nın Honshu adasında yer alan büyük bir şehir ve Japonya’nın en büyük üçüncü şehri. Osaka, modern Japon kültürüne, gastronomisine ve tarihine derinlemesine bir bakış sunuyor. Osaka, ilginizi çekecek popüler turistik yerlerle dolu. Bunların arasında Osaka Kalesi, Shitennoji Tapınağı, Universal Studios Japan ve Dotonbori bölgesi gibi yerler bulunuyor. Şehir, tarihî dokusu ile modern eğlenceyi aynı sokakta buluşturuyor; bir yanda samurayların izini sürerken, diğer yanda devasa film stüdyolarında çocuk gibi eğlenmeniz mümkün.
Osaka Kalesi
Osaka Kalesi, dev taş temelleri, altın süslemeleri ve çevresini saran huzurlu parkıyla Japon tarihinin görkemli bir anısı misali yükseliyor. 16. yüzyılda Toyotomi Hideyoshi tarafından inşa edilen bu kale, hem askeri bir güç simgesi hem de barış döneminin başlangıç noktası olarak dikkat çekiyor.
Shinsaibashi ve Namba
Shinsaibashi ve Namba bölgeleri, moda ve hediyelik eşya alabileceğiniz ünlü alışveriş merkezleri. Osaka ayrıca Japonya’nın en iyi yemeklerinin bulunduğu bir yer olduğundan burada dünyaca ünlü sushi, ramen ve takoyaki gibi yemekleri deneyebilirsiniz.
Dotonbori
Osaka’nın kalbinin attığı yer neresidir diye sorarsanız, cevabı hiç şüphesiz Dotonbori olur. Geceleri parlayan neon tabelaları, devasa yengeç heykelleri ve hareketli caddeleriyle bu bölge, adeta görsel bir şölenin kapılarını aralıyor. Glico koşucusu tabelasının önünde poz vermek, bu şehirle tanışmanın bir ritüeli olarak mutlaka şans vermeniz gereken deneyimler arasında yer alıyor.
Miyajima

Denizin içinden yükselen kutsal kapısıyla kartpostalları süsleyen Miyajima, Japonya’nın büyüleyici yüzlerinden biri. Burada zaman yavaşlıyor, doğa ve ruhani atmosfer bir araya geliyor.
O-Toori Kapısı
Miyajima’nın sembolü haline gelen O-Toori Kapısı, gelgit sularının ortasında adeta gökyüzüyle su arasında süzülüyor. Özellikle gün batımında altın tonlarına bürünen silueti, hafızalara kazınacak bir manzara sunuyor. Böylece gezginler ve fotoğrafçılar için unutulmaz bir fon yaratıyor.
Itsukushima Tapınağı
Miyajima, Japonya’nın en önemli Shinto tapınaklarından biri olan Itsukushima Tapınağı’nı da barındırıyor. Tapınak, Japonya’nın en güzel mimari yapılarından biri ve deniz üzerinde yüzen bir tapınak olarak tanınıyor. Tapınağın bahçeleri, aynı zamanda Japonya’nın en güzel bahçelerinden biri olarak kabul ediliyor.
Miyajima ayrıca lezzetli yerel yemekleri ile de ünlü. Miyajima istiridyeleri, dünya çapında bilinen bir deniz ürünü ve adada bulunan restoranlarda tadabilirsiniz. Ayrıca, momiji manju olarak bilinen, Japonya’nın geleneksel tatlısı da burada oldukça popüler, denemeden dönmeyi derim.
Nikko

Nikko, Japonya’nın Tochigi eyaletinde yer alan tarihi ve turistik bir şehir. Nikko, doğal güzellikleri, tapınakları, şinto tapınakları, bahçeleri ve UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak kabul edilen Toshogu Tapınağı gibi tarihi yapılarıyla ünlü. Nikko, aynı zamanda Japonya’nın en kutsal dağlarından biri olan Mount Nantai’ye de ev sahipliği yapıyor. Şehir, Japonya’nın en önemli turistik yerlerinden biri ve her yıl pek çok turist tarafından ziyaret ediliyor.
Toshogu Tapınağı
Nikko’nun en görkemli yapısı olan Toshogu Tapınağı, Tokugawa Şogunluğu’nun kurucusu Ieyasu Tokugawa’ya adanmış ve Japonya’nın en süslü tapınaklarından biri olarak biliniyor. Altın varaklı detaylar, rengarenk ahşap oymalar ve zarif çatılar, burada geleneksel Japon sadeliğinin dışına çıkan şaşaalı bir stil sunuyor. Tapınağın içinde ünlü “konuşma, görme, duyma” maymunlarının oyması da bulunuyor.
Kegon Şelalesi
Kegon Şelalesi, doğanın gücünü ve estetiğini bir araya getiren etkileyici bir doğa harikası. Özellikle sonbaharda kızıl ve sarının binbir tonuyla çevrili manzarasıyla, Japonya’nın en güzel manzara noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Şelalenin alt kısmına asansörle inerek suyun görkemini daha yakından hissedebilirsiniz.
Lake Chuzenji
Volkanik aktiviteler sonucu oluşan Lake Chuzenji, Nikko’nun sakin ve büyüleyici doğasında saklı bir cennet. Bu destinasyonda, göl kıyısında yürüyüş yapmak, kiralık bir tekneyle suya açılmak ya da sadece kenarında oturup manzaranın tadını çıkarmak bile yeterince huzur verici.
Sapporo

Japonya’nın kuzeyindeki Hokkaido adasında yer alan Sapporo, kar festivalleriyle ünlü, canlı ve modern bir şehir olarak tanınıyor. Kış sporlarından doğa yürüyüşlerine, nefis ramenlerinden geniş parklarına kadar pek çok farklı deneyimi tek rotada sunuyor. Geniş caddeleri, planlı yerleşimi ve huzurlu atmosferiyle diğer Japon şehirlerinden ayrılıyor. Özellikle kış mevsiminde, bembeyaz kar örtüsüyle adeta bir masal diyarına dönüşüyor.
Odori Parkı
Sapporo’nun tam merkezinde konumlanan Odori Parkı, şehri ikiye bölen yeşil bir şerit gibi uzanıyor. İlk bakışta sıradan bir park gibi görünse de, aslında her yıl milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan Sapporo Kar Festivali’nin ana sahnesi rolünü üstleniyor. Yaz aylarında çiçeklerle bezeli huzurlu yürüyüş yolları, kışın dev buz heykelleriyle büyüleyici bir görsel şölene dönüşüyor.
Moerenuma Park
Sanatla doğanın kusursuz birlikteliğini deneyimlemek isterseniz, Moerenuma Park tam sizlik. Japon-Amerikalı heykeltıraş Isamu Noguchi tarafından tasarlanan bu park, geometrik tepeler, cam piramitler ve yansıtıcı havuzlarla dolu benzersiz bir açık hava sanat galerisini andırıyor. Her mevsimde farklı bir yüzünü gösteren parkta yürümek, adeta soyut bir tablonun içinde gezinmek gibi hissettiriyor.
Yokohama

Tokyo’ya sadece bir tren yolculuğu mesafesinde olan Yokohama, modern mimariyle geleneksel Japon estetiğini bir araya getiren büyüleyici bir liman şehri. Geniş bulvarları, okyanus kıyısındaki yürüyüş yolları ve kültürel zenginlikleriyle çevrelenen Yokohama beğeninizi kazanmaya aday.
Minato Mirai 21
Minato Mirai 21, modern gökdelenleri, lüks alışveriş merkezleri ve futuristik şehir manzarasıyla konuklarını büyülüyor. Gece ışıklarıyla adeta bir dijital tabloya dönüşen bu bölge, özellikle dev dönme dolabı Cosmo Clock 21 ile hafızalarda kalıyor. Burada alışveriş yapabilir, okyanus kıyısında yürüyebilir ve gün batımını izleyebilirsiniz.
Sankeien Bahçesi
Sankeien Bahçesi, sizi zamanın akışını unutturacak kadar huzurlu bir keşfe davet ediyor. Geleneksel Japon bahçeciliğinin inceliklerini yansıtan bu geniş alanda tarihi yapılar, minik göletler ve kıvrımlı patikalar uyum içinde sıralanıyor. Mevsimlere göre renk değiştiren doğasıyla burası, saklı bir cennet olarak keşfinizi bekliyor.
Fukuoka

Kyushu Adası’nın en büyük şehri olan Fukuoka, tarih ve modern yaşamı tek rotada deneyimlemek isteyenler için doğru tercih. Deniz kenarındaki konumu, şehre hem tazelik hem de sakinlik katıyor. Fukuoka, huzurlu ama bir o kadar da canlı bir şehir keşfi vadediyor.
Fukuoka Kalesi Harabeleri
Bir zamanlar Kyushu’nun en büyük kalesi olan Fukuoka Kalesi, bugün yeşillikler arasında zarifçe süzülen taş duvarları ve tarih kokan yürüyüş yollarıyla ziyaretçilerini geçmişe davet ediyor. Edo döneminden kalan bu yapı, özellikle sakura mevsiminde adeta bir çiçek denizine dönüşüyor. Sessizliğiyle etkileyen bu alan, şehrin tam ortasında bir tarih molası vermek için birebir.
Ohori Parkı
Fukuoka’nın kalbinde konumlanan Ohori Parkı, göletin çevresinde uzanan yürüyüş yolları, taş köprüleri ve modern sanat dokunuşlarıyla nefes alabileceğiniz eşsiz bir yeşil alan sunuyor. Japon bahçeciliğinin zarafetini hissettiren park, sabah koşuları ve dingin öğle yürüyüşleri için şehir halkının favorisi konumunda yer alıyor.
Kanazawa

Japonya’nın batı kıyısında, zamana direnen gelenekleri ve estetik dokusuyla öne çıkan Kanazawa, tarih ve zarafetin iç içe geçtiği bir şehir. Edo döneminden kalma sokakları, sanatla bezeli bahçeleri ve samuray kültürüne dair izleriyle ziyaretçilerine büyüleyici bir atmosfer sunuyor. Kanazawa, sadelikte saklı güzelliği fark edenler için gerçek bir keşif noktası.
Kenroku-en Bahçesi
Japonya’nın en güzel üç bahçesinden biri olarak kabul edilen Kenroku-en, zarif peyzaj tasarımıyla beğeni topluyor. “Altı mükemmellik” anlamına gelen ismini, genişlik, yalnızlık, yapaylık, antiklik, su kaynakları ve manzaranın uyumundan alıyor. Mevsimlere göre farklı renklere bürünen bahçe; kiraz çiçeklerinden karla kaplı manzaralara kadar her haliyle büyüleyici bir görüntü sergileiyor.
Higashi Chaya Bölgesi
Higashi Chaya, geçmişin fısıltılarının taş sokaklara sindiği, zamansız bir geleneksel eğlence bölgesi. Edo dönemine ait ahşap çayevleri, daracık sokaklar ve altın varak dükkanları bu bölgeyi hem estetik hem kültürel bir ziyafete dönüştürüyor. Tarihle iç içe bir yürüyüş yapmak isteyenler için Higashi Chaya, Kanazawa’nın en nostaljik yüzü olarak ideal bir keşif fırsatı sunuyor.
Nagasaki

Nagasaki, barışın, direncin şehri ve yalnızca geçmişin izlerini değil, farklı kültürlerin kaynaştığı bir liman kentinin zarif mirasını da üzerinde taşıyor. Bu şehirde her adım, insanlık tarihine dokunan bir tanıklık hissi uyandırıyor.
Nagasaki Barış Parkı
Atom bombası trajedisinin simgesi Nagasaki Barış Parkı, yalnızca bir anma alanı değil; insanlık için barış çağrısı yapan güçlü bir sembol. Parkın ortasında yer alan barış heykeli, bir eliyle gökyüzünü işaret ederken diğer eliyle huzuru simgeliyor. Sessiz yürüyüş yolları boyunca savaşın izlerini anlatan anıtlarla tüm ziyaretçiler barışın kıymetini içtenlikle hissediyor.
Glover Garden
Tepeden limana bakan bir noktada yer alan Glover Garden, Japonya’nın batıya açılan penceresi olarak dikkat çekiyor. 19. yüzyılda Nagasaki’ye yerleşen yabancı tüccarların evlerinin restore edilmesiyle oluşturulan bu açık hava müzesi, tarihi atmosferi ve panoramik manzarasıyla büyüleyici bir deneyimin kapılarını aralıyor. Burada dolaşırken, Japonya’nın modernleşme dönemine nasıl adım attığını gözlemleyebilir, batılı mimarinin Japon dokunuşlarıyla nasıl harmanlandığını görebilirsiniz.
