Ege’nin incilerinden biri olan Rodos Adası, tarih boyunca stratejik önemiyle ve efsaneleriyle büyüleyici bir ada olmuştur. Güneşin altın rengi ışıklarını en parlak şekilde sergilediği bu ada, mitolojinin izlerini taşır. Eğer bir gün Rodos’a gitmeyi düşünürseniz, hem tarih hem de efsaneler sizi içine çekecek. Bu efsanelere yerinde tanıklık etmek için de tabii ki yolculuğun ilk adımı için feribot bileti alarak bu büyülü adaya doğru yola çıkabilirsiniz.
Rodos’u farklı kılan şey, yalnızca görkemli surları, limanları ya da plajları değildir; tanrıların hikayeleriyle örülü geçmişidir de. Her köşesinde size mitolojiden bir parça sunan ada, hem gerçek hem de hayal gücünüzü zorlayan güzellikleriyle sizi kendine hayran bırakır.
Güneşin Adası: Rodos’un Doğuşu

Efsaneye göre, tanrılar dünyayı paylaşırken Zeus, güneş tanrısı Helios’a denizlerin derinliklerinden yükselen bir ada hediye eder. Helios, bu ada karşısında büyülenir ve sevdiği deniz perisi Rhodeia’nın adını vererek burayı kutsal mekanı haline getirir. O günden sonra ada, Rodos adıyla anılır.
Rodos Adası sakinleri, Helios’un koruması altında olduklarına inanır. Bu yüzden ada halkı için güneş her zaman biraz daha parlak, biraz daha bereketli doğar. Bugün bile adada gün batımına denk geldiğinizde, bu efsanenin neden dilden dile aktarıldığını kolayca anlayabilirsiniz.
Antik Dünyanın Devi: Rodos Heykeli

Rodoslular, Helios’a duydukları minnettarlığı göstermek için görkemli bir heykel yapmaya karar verir. Lindoslu Haris’in tasarladığı bu dev eser, M.Ö. 3. yüzyılda inşa edilir. Yaklaşık 33 metre yüksekliğinde ve bronzdan yapılan Rodos Heykeli, dönemin en etkileyici mühendislik harikalarından biridir.
Heykelin tam olarak nerede durduğu hala tartışmalıdır; kimileri limanın girişinde iki sütun üzerinde yükseldiğini, kimileri ise tek bir noktada tüm ihtişamıyla göğe uzandığını söyler. Ancak bilinen gerçek, M.Ö. 226’da yaşanan büyük depremle yıkıldığıdır. Heykel dizlerinden kırılarak karaya devrilir, liman ve ticaret binaları da ağır hasar görür.
Bir zaman sonra Mısır Kralı III. Ptolemy yeniden yapılması için destek teklif etse de, Delphi Kehanet Merkezi Rodosluları “Helios’u gücendirmiş olabilirsiniz” diyerek korkutur. Bunun üzerine ada halkı heykeli tekrar inşa etmez. Yüzyıllar boyunca limanda yatan heykel parçaları, adaya gelenleri hayran bırakmış ve Rodos’un sembolü haline gelmiştir.
Rodos Adası’nda Yapılacak Şeyler

Rodos Adası efsaneleri sizi büyüledi, adaya geldiniz fakat burada nasıl vakit geçirebilirsiniz? Buraya geldiğinizde hem tarihin izinde dolaşabilir hem de denizin ve doğanın tadını çıkarabilirsiniz. İşte Rodos’ta yapabileceğiniz bazı öneriler:
- Orta Çağ’dan kalma Rodos Kalesi’ni keşfedin. UNESCO Dünya Mirası listesindeki bu kale, sizi zamanda yolculuğa çıkarır.
- Şövalyeler Sokağı’nda yürüyün. Taş döşeli dar sokaklarda gezerken Orta Çağ atmosferini hissedersiniz.
- Lindos Akropolü’ne tırmanın. Muhteşem manzara eşliğinde antik kalıntıları görün.
- Faliraki Plajı’nda denize girin. Altın sarısı kumsalları ve berrak sularıyla deniz tatili için harika bir adres.
- Kelebekler Vadisi’nde doğa yürüyüşü yapın. Özellikle yaz aylarında eşsiz bir manzaraya şahit olursunuz.
- Mandraki Limanı’nda gün batımını izleyin. Efsanevi Rodos Heykeli’nin ayaklarının bir zamanlar burada olduğu düşünülüyor.
- Yunan mutfağını tadın. Deniz ürünlerinden zeytinyağlılara kadar pek çok lezzeti deneyebilirsiniz.
Efsanelerin büyüsüne kapılın ya da adanın sahillerinde denize girin, Rodos her şekilde size unutulmaz bir deneyim sunacaktır, buna emin olabilirsiniz. Planınızı yapın ve Rodos Adası feribot bileti seçeneklerini incelemeye başlayın!

